Kayıtlar

Mayıs, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sorulara Cevaplar!

Selam! Bugün bir konuyu tartışmak yerine hem kendinize soracağınız hem de benim yanıtlarımı göreceğiniz bir yazı yapayım dedim. Hadi, neden duruyoruz? İlk sorumuz gelsin! 1) En büyük hayalin nedir?  + Öncelikle en büyük hayalim yaşadığım şehre taşınmaktı. O gerçekleştiğine göre başka bir hayalimi söyleyeyim: Yaşadığım ülkeden farklı bir ülkeye ziyaret etmek! Bir nevi gezi gibi bir etkinlik olsa ve imkanları uygunsa giderdim sanırım. Ama bu uçuk hayallerden başka eski arkadaşlarımı görmek isterdim. Çünkü fazlasıyla özledim onları. 2) Nefret ettiğin 5 şey ne?  + Nefret etmek demeyelim de sevememek diyelim. Çünkü ben nefret edemiyorum. Hepsini yazıyorum; Serçe parmağımı bir yere çarpmak, olaylarda yanlış anlaşılmak, sinirlenince ağlama isteğimin gelmesi, uykusuzluk ve açlık olabilir. 3) Piercing ister misin?  +  Bir sürü yere takılan piercingler var. İstemezdim ama eğer yaptıracak olursam kaşıma yaptırırdım. 4) Özlediğin biri var mı?  + Bu soru çok zor bir soru. Elbette ki var

Mesafeler engel midir?

Resim
Selam! Blogumu genişletmeye karar verdim ve yeni kategoriler açmaya başladım. Şimdilik az olsa da günden güne hem o yerlerde hem de burada yayın yapmaya devam edeceğim. Diğer bloglarım için profilime girip bakabilirsiniz. Profilim açılınca zaten yazdığım blogların ana adları gözüküyorlar. Onlara da bakabilirsiniz. Bugün herkesin yüreğini burkan bir konu hakkında tartışmak istedim. Bugünkü konum: Mesafeler engel midir? olacak. Öncelikle bu başlığı ikiye ayırabiliriz: İki insan arasındaki sevgi, ayrı yerlerde olunca biter mi? İki insan arasındaki arkadaşlık, eski samimi halini koruyabilir mi?  İlk önce birinci maddeyi ele almak istiyorum. Farklı şehirlerde ilişki, çok zor. Eğer iki insan birbirine güvenmiyorsa o ilişki biter. Çünkü sürekli kontrol etme isteği ortaya çıkar ve bu bir süre sonra diğer tarafı sıkar. Güven varsa devam edebilir. Ama bir şart daha var elbette. İki tarafın sadık olması gerekiyor. Ayrı yerlerdeler ve yanında doğal olarak partneri yok. Kendini kaybe

Boş vakitlerinizde/Canınız sıkıldığında neler yapabiliriz?

Resim
Selam! Bugün tartışma konusu yerine işe yarayacağını düşündüğüm önerilerde bulunmayı tercih ettim. Bugünkü konum: Boş vakitlerinizde/Canınız sıkıldığında neler yapabiliriz? olacak. Sizler için hem araştırdım hem de kendi yaptıklarımı derledim. Hadi başlayalım! 1) Bilmediğiniz yerleri keşfedin. Bunu isterseniz yürüyerek, isterseniz de bisiklet sürerek yapabilirsiniz. Yanınızda arkadaşınız olursa daha çok eğlenirsiniz. Bir günlüğüne de olsa tanıdık kişilerden uzaklaşmış olursunuz. 2) Sahip olduğunuz motorlu taşıt veya bisiklete bakım yapabilirsiniz. Tabi bunu yapmak için uygun bir yer gerekiyor. Eğer bu yer mümkünse neden olmasın? 3) Bu önerim kızlar için olacak biraz. İnternetten araştıracağınız ya da kendinizin uydurduğu saç modellerini yapabilirsiniz. Şahsen bunu çok yapıyorum ve çok eğleniyorum. 4) Bu önerim ise yemek yapmayı seven kişiler için. Kendinizi mutfağa teslim edin ve bir yerlere bakmadan kendi tariflerinizi çıkarmayı deneyin. Önemli bir tavsiye: Bunu anneniz e

Sanal arkadaşlara güvenmeli miyiz?

Resim
Bonjour sevgili dostlarım! Bugün yine çoğu kişinin yaşadığı bir durumu tartışmak istedim. Bugünkü konum: Sanal arkadaşlara güvenmeli miyiz? olacak. Aslında hep istemişimdir bir sanal arkadaş. Beni tanımadan, benim kim olduğumu bilmeden hayatımı yorumlaması çok istiyordum. Yaşı falan hiç önemli değildi benim için. Sadece üçüncü kişi ağzından kendimi görmek istedim. Tesadüf mü yoksa bile bile mi yaptım bilmiyorum ama kitap okuduğum bir uygulamada, yazdığı hikayeyi beğendiğim kişiye mesaj attım. Anlık bir karar vermiştim ve şuanda iyi ki vermişim diyorum. Hoş, mesaj atarken çok tereddüt etmiştim, ya yanlış anlarsa diye ama korktuğum gibi olmadı. Sizlere mesajları bırakıyorum. ('-' ile gösterilen benim '+' ile gösterilen o) -Hikayeni çok beğendim. Dilersen arkadaş olabiliriz. Beni yanlış anlamı istemem. Sadece bir arkadaşa ihtiyacım var.  +Bilmem...  +Seni bu kadar yalnız bırakan şey ne peki?  - Birçok olay yaşadım ve bu olayları beni bilmeyen birilerine anlatm

Unutulmak kaçınılmaz bir son mu?

Resim
Selam! Yine bir blog yazısına sizlerleyim. Aslında bu yazı aklımın ucundan bile geçmiyordu. Fakat yaşadığım bir olay bunu yazmamı sağladı. Bugünkü konumuz: Unutulmak kaçınılmaz bir son mu? olacak. Şimdiye kadar hiç unutulduğumu hissettiğimi söyleyemem. Birçok yer değiştirmemize karşın arkadaşlarım, doğum günlerimde veya sınav günlerimden sonra nasıl geçtiğini sormak için ararlar ya da mesaj atarlar. Ama kalbimin kırılmasında rol oynayan bir olayı anlatmak istiyorum: Yaklaşık iki hafta önce doğum günümdü. İnsan bekliyor kutlanmasını, hatırlanmasını. Yeni arkadaşlarım elbette kutladılar ama ben eski arkadaşlarımdan da bir mesaj ya da arama bekledim. Beni unutmayacaklarını söylemişlerdi. Hakkını yiyemem, bir tane arkadaşım var; her sınav öncesi beni aradı sordu ve doğum günümü de kutladı. Onun haricinde diğerlerinden hiçbir arama sorma gerçekleşmedi. Miki'ye dert yanıyorum işte 'Beni unuttular' diye. O da 'Sabret belki akşama kutlarlar' dedi. Sabrettim ama yine