Kardeşiniz gözünüzün önünde kaza geçirse ne yaparsınız?

Merhabalar! Bu sefer biraz ağır bir başlıkla sizlerle birlikteyim. Bugün kardeş sevgisini bir olayla dile getireceğim. Bugünkü konumuz:

Kardeşiniz gözünüzün önünde kaza geçirse ne yaparsınız? olacak.

Bu hafta içinde korkunç bir olay yaşadım ve bu olay bu yazıyı yazmama sebep oldu. Olayı ben yaşamadım fakat olayı yaşayan kişinin ağzından anlatıyorum: Okul çıkışı olmuştu ve ben ikizimin yanından ayrılıp arkadaşlarımın yanına gittim. Normalde hiç ayrılmazdık fakat bu sefer eve yalnız gitmek istemiştim. İkizim üzgün bir şekilde giderken onu arkasından izledim. Bu benim vicdan azabı çekmeme yetmişti. Her anımda yanımdaydı ve ben onu yarı yolda bırakmış oluyordum. Arkamı dönüp ilerleyeceğim sırada büyük bir gürültü koptu. Hızla arkamı döndüğümde manzarayı bir süre anlayamadım. Bir motor yerde yatıyordu ve motorun sahibi sandığım kişi ayağa kalkmaya çalışıyordu. Belli ki bir yere çarpmıştı. Biraz yaklaşıp olay yerini görmek istedim. Ve o an vücudumun her bir hücresinin öldüğünü, vücudumdaki bütün kanların çekildiğini hissettim. İkizim, yanımdan hiç ayrılmayan kardeşim, yerde kanlar içinde yatıyordu. İlk bir iki saniye kendime gelemedim. Ayaklarım hareket edemedi. Herkes kardeşimin başında toplanmaya başlarken anladım olup biteni. Bilinçsiz bir şekilde kardeşimin yanına koştum. Bir yandan da gözyaşlarımın gözlerimden firar ettiğini hissediyordum. Kolumla yüzümü sildikten sonra diz çöktüm yanına. Kafasından kan çıkmaya devam ediyordu ve bileği ters duruyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum. Etraftaki bir yetişkinin ambulansı aradığını duydum. Omzumda el hissettiğimde arkamı döndüm. Beni kardeşimden uzaklaştırmaya çalışıyorlardı. Direnecek gücüm olmamasına rağmen tepinmeye başladım. Hiç ayrılmıyorduk biz. Ölsek bile birlikte ölmeliydik! Canımın yarısı yaşam savaşı verirken yanından ayrılmam çok saçmaydı! Beni zorla da olsa kenara çekmeyi başardıklarında ambulans sesini duydum. Ve aklıma o anda geldi. Annem. Babam. Onlara haber vermeliydim. Yanındaki öğretmenden hayal meyal telefon istediğimi hatırlıyorum. Titreyen parmaklarım numarayı tuşlarken ne diyeceğimi düşündüm. Yeşil butona bastığımda kardeşimin baygın bir şekilde ambulansa kaldırıldığını gördüm. Gözlerime hücum eden gözyaşları görmemi zorlaştırırken gözlerimi kapatıp annemin sesini duymayı bekledim. Aynı andaysa kardeşimle olan anılarımız gözlerimin önünden geçmeye başladı. 'Benim suçumdu belki de' diye düşündüm. 'ben onu bırakmasaydım, o yanımda olurdu. Ya da birlikte ölürdük'

Annemin sesini duyunca gözlerimi açıp konuşmaya çalıştım ama sesim çıkmıyordu. Boğazımı temizleyip güçlükle 'Anne ben .... . Anne kardeşim hastaneye kaldırılıyor. Motor çarptı ona.' diyebildim. Ses çıkmadı. Evimiz çok yakındı zaten okula. Telefonu kapatıp oturmaya devam ettim. Ambulans gitmişti. Beni almamışlardı. Biraz sonra annem geldi ve olanlar ona anlattım. Apar topar hastaneye gittiğimizde kardeşimin yoğun bakıma alındığını ve durumunun kritik olduğunu öğrendik.

Bu olay beni derinden etkiledi. Benim de bir ikizim var ve onun başına böyle bir olay gelseydi, ben dayanamazdım. O yüzden kardeşiniz ne yaparsa yapsın onu affedin ya da siz yapmışsanız affettirin. Çünkü sevdiklerimiz ancak kaybettiğimizde değerini anlıyoruz. Çok geç olmadan onunla barışın. Ya da ne bileyim, iyi geçinin! Çünkü ölümün geri dönüşü yok. Gurur yapmayın. Onu kaybettiğinizde pişman olacaksınız. Ve bu vicdan azabını yaşamak dünyanın en kötü hislerinden biri.

Umarım bu olay sizin zihninizin bir köşesinde yer etmiştir ve kardeşinizle iyi geçinmenizi sağlar. Bugünlük benden bu kadar. Aşağıya beğendiğim sözleri bırakıyorum. BlueGirl siyahlığa karışır 😜.








Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

O mu? Yoksa bu mu?

Film/Dizi/Kitap Önerileri

Sevgiyi takıntı haline getirmek doğru mu?