Yaşınızdan çokça büyük birini sevmek mümkün mü?
Selam! Yine sizlerle olduğum için mutluyum. Henüz ilk blog yazıma yorum gelmemesini doğal karşılayarak ikinci blog yazımı yazmaya karar verdim.
Bugün ele alacağım konu:
Yaşınızdan çokça büyük birini sevmek mümkün mü?
Daha çok küçüklerin başına gelen bir durum olarak gördüğüm, yetişkinlerin gözündeyse çocukça gelen bir konu aslında bu. Bana sorarsanız; Neden olmasın? Yani sevgi olması için illa yaşlarınız yakın olmak zorunda mı? Aralarında çok fazla ( örneğin; 30-35 yaş farkı) olmamalı yalnız. Çünkü aralarında kuşak farkı olduğu için birbirlerini anlamakta zorluk çekebilirler.
Bu konuyu ele alma sebebim aslında benim de böyle bir durum yaşamam oldu. Ben normalde bu tür olaylara gülüp geçen birisiydim. Çünkü kulağa çok saçma geliyordu. Ama bu olayı kendim yaşadıktan sonra daha anlayışıyla yaklaştim.
Gelelim benim hikayeme: Taşınacağımız dönem yeni öğretmen geliyor okulumuza. Aslında temelli değil görevlendirme olarak. İlk başlarda sinir olsam da yeni öğretmenimize ben ne olduğunu anlamadan kaptırdım kendimi ona. O, bana öğrenci gözüyle baktı daima. Bunun aksi olamazdı zaten. Ama ben ona öyle bakamadım. Biliyorum imkansız bir sevgiydi. Ve biliyorum o beni asla sevmeyecekti. Ama bana bakması dahi bana yetti sanırım. Ya da gülmesi, sinirlenmesi... Film izlemesi dahi yetmişti bana!
En kötü günlerimden biri onunla veda günümdü. Veda edemedim. Onun cuma günü okulda olmadığını öğrendiğimde çok üzüldüm. Ama perşembe günü okuldaymış. Bende kendimi hazırladım ve perşembe günü okula gitmek için hazırlandım. Gitmedim. Gidemedim. Ona veda edemedim. Belki ona veda etmezsem ayrılmam diye düşündüm. Şimdi düşününce çok saçma gelse de o zaman çok mantıklıydı.
Bana sorsanız hala sevgi var mı içinde diye. Bir şey diyemem sanırım. Çünkü unutamadım. Her unutmaya kalktığımda otur diyor adeta gülümsemesi. Unutmak için elimden geleni yapacağım ve unutacağım.
O benim içimde yaşadı. Bir bedene iki ruh çoktu. Ben kendimi öldürdüm onu öldürmek yerine. Onun için kendimden vazgeçtim. Şimdi çok kan kaybeden ruhum onun ruhuyla savaşacak ve onun ruhunu yendiğinde yeniden sağlığına kavuşacak. En azından öyle olması gerek.
Sizin böyle yaşadığınız anılarınız var mı?
Şimdilik benden bu kadar. BlueGirl siyahlığa karışır... 😜
Bugün ele alacağım konu:
Yaşınızdan çokça büyük birini sevmek mümkün mü?
Daha çok küçüklerin başına gelen bir durum olarak gördüğüm, yetişkinlerin gözündeyse çocukça gelen bir konu aslında bu. Bana sorarsanız; Neden olmasın? Yani sevgi olması için illa yaşlarınız yakın olmak zorunda mı? Aralarında çok fazla ( örneğin; 30-35 yaş farkı) olmamalı yalnız. Çünkü aralarında kuşak farkı olduğu için birbirlerini anlamakta zorluk çekebilirler.
Bu konuyu ele alma sebebim aslında benim de böyle bir durum yaşamam oldu. Ben normalde bu tür olaylara gülüp geçen birisiydim. Çünkü kulağa çok saçma geliyordu. Ama bu olayı kendim yaşadıktan sonra daha anlayışıyla yaklaştim.
Gelelim benim hikayeme: Taşınacağımız dönem yeni öğretmen geliyor okulumuza. Aslında temelli değil görevlendirme olarak. İlk başlarda sinir olsam da yeni öğretmenimize ben ne olduğunu anlamadan kaptırdım kendimi ona. O, bana öğrenci gözüyle baktı daima. Bunun aksi olamazdı zaten. Ama ben ona öyle bakamadım. Biliyorum imkansız bir sevgiydi. Ve biliyorum o beni asla sevmeyecekti. Ama bana bakması dahi bana yetti sanırım. Ya da gülmesi, sinirlenmesi... Film izlemesi dahi yetmişti bana!
En kötü günlerimden biri onunla veda günümdü. Veda edemedim. Onun cuma günü okulda olmadığını öğrendiğimde çok üzüldüm. Ama perşembe günü okuldaymış. Bende kendimi hazırladım ve perşembe günü okula gitmek için hazırlandım. Gitmedim. Gidemedim. Ona veda edemedim. Belki ona veda etmezsem ayrılmam diye düşündüm. Şimdi düşününce çok saçma gelse de o zaman çok mantıklıydı.
Bana sorsanız hala sevgi var mı içinde diye. Bir şey diyemem sanırım. Çünkü unutamadım. Her unutmaya kalktığımda otur diyor adeta gülümsemesi. Unutmak için elimden geleni yapacağım ve unutacağım.
O benim içimde yaşadı. Bir bedene iki ruh çoktu. Ben kendimi öldürdüm onu öldürmek yerine. Onun için kendimden vazgeçtim. Şimdi çok kan kaybeden ruhum onun ruhuyla savaşacak ve onun ruhunu yendiğinde yeniden sağlığına kavuşacak. En azından öyle olması gerek.
Sizin böyle yaşadığınız anılarınız var mı?
Şimdilik benden bu kadar. BlueGirl siyahlığa karışır... 😜
İlk cümleni daha az önce attığım yorumdan sonra okuyunca yüzümde bir gülümseme belirdi. Bence yaşça büyük birisinden hoşlanmak, ona imrenmek ya da onun yaşıtı olup dikkatini çekmek istemek çok doğal ancak aşık olunabileceğini ya da unutulamaz anılar bırakacağını düşünmüyorum. Yani en azından öğretmen mevkisindeyken. Yine de hatırlattığında yüz gülümsetebilir veya ne biçim bi ergenlik geçirmişim de dedirtebilir, sevgiyle..
YanıtlaSilUnuttum zor da olsa. Ve adı geçtiğinde (ki adı çok değişikti o yüzden pek duymadım) içim ürperiyordu. Ama şu anlık pek bir şey yok :)
Sil