Sevgiyi takıntı haline getirmek doğru mu?

Selam blog alemi! Kısa bir aradan sonra yine garip bir başlıkla sizlerle birlikteyim. Lafı çok uzatmadan bugünün konusunu söylüyorum:

Sevgiyi takıntı haline getirmek doğru mu? 

Öncelikle şu zamana kadar takıntı denebilecek bir sevgim olmadı. Ama bir arkadaşımın başına geldi ve yaşadığı anıyı sizlerle paylaşmak istiyorum. Miki ile benimle arada sırada arkadaşlık kuran biri var. (Ona burada Alev diyeceğim) Alev birini seviyor. Bu normal bir şey, yani birini sevmek normal bir şey fakat o sevgisini yanlış tarafa doğru çekmeye başladı. Bunu onun ağzından anlatıyorum sizlere:

İnsanlar birilerini sever doğal olarak. Ben de birini seviyorum. Ama hiç olmayacak bir şekilde. Onu her gördüğümde elim ayağıma dolaşıyor ne yapacağımı bilmiyorum. Onu sevdiğimi biliyor ve bunun utancını az da olsa yaşıyorum. Tam dört ay... Dört ay on üç gün oldu, onu seveli ve onunla tanışalı. O beni sevmiyor belki ama ben onu, belki de ikimize yetecek kadar seviyorum. Kaç kez ağladım onun için bilmiyorum. Her gözyaşım da çığlık çığlığa bağıran bir ses oluşuyor sanki: 'O seni sevmiyor! O senin en yakın arkadaşını seviyor!' diyor o çığlıklar. Evet, o en yakın arkadaşımı seviyor ama ben ne ona kızabiliyorum ne de arkadaşıma. Onlar seçmedi bunu, tıpkı onu benim seçemediğim gibi.

Seveceğim kişiyi seçme hakkım olsaydı onu seçer miydim, bilmiyorum. Tek bildiğim şey; beni üzse de bir gülüşüyle bana dünyaları bahşetse de ben ondan vazgeçemiyorum! Her okulun bahçesine çıktığımda gözlerim onu arıyor, bulduğundaysa bakamıyorum. Onu görmeyi iple çeksem bile utancımdan bakamıyorum. Bu çok tuhaf ama güzel bir his değil mi? O mutlu olduğunda mutlu oluyorsun, o üzüldüğündeyse ondan daha çok üzülüyorsun. Çok bağlandım belki de ona ama vazgeçemiyorum ondan. Her vazgeçmeye kalktığımda gülüşü geliyor aklıma ve ben o gülüşüne kıyamayıp yerime geri oturuyorum.

Arkadaşım ciddi anlamda bağlanmış durumdaydı ama sevdiği kişi tarafından kötü iki cümle onu, sevdiği kişiden soğutmaya yetmişti: 'Bana bakma artık. Rahatsız oluyorum' demişti. Ne kadar gaddar olursa olsun bir insan, seven bir insana bunu yapmamalı. Alev şuanda onu unutmaya çalışıyor fakat aynı takma adı gibi bir yandan da ona yanmaya devam ediyor.

İnsanlar bir konuyu veya bir kişiyi takıntı haline getirmemeli. Zamanı geldiğinde o takıntıdan vazgeçmen gerektiğinde yüreğin çok yanacak fakat bunu yapman gerekecek. Takıntılar, insana zarardan başka bir kazançta bulundurmuyor.

Evet, bugünlük benden bu kadar. Aşağıya beğendiğim sözleri bırakıyorum. Umarım demek istediğim mesajı anlamışsınızdır. BlueGirl siyahlığa karışır 😜.

















Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

O mu? Yoksa bu mu?

Film/Dizi/Kitap Önerileri